Bilmeceler
Uzun kış gecelerinde, aile toplantılarında söylenip ortamı neşelendiren, insanı düşünmeye sevk eden halk edebiyatı ürünlerinden birisi de bilmecelerdir. Kırklareli’nde halk arasında söylenen bilmecelerden bazıları şunlardır:
Ağaç üstünde kara şopar. (Cevap: zeytin)
Ağaç üstünde kilitli sandık. (Cevap: ceviz)
Ak üstünde karalar, birbirini kovalar. (Cevap: yazı)
Alçacık boylu, kadife donlu. (Cevap: patlıcan)
Alçacık dallı yemesi ballı. (Cevap: çilek)
Alçacık tatar, simit satar. (Cevap: mantar)
Alçacık yatık, içi dolu katık. (Cevap: karpuz)
Allah yapar yapısını, demir açar kapısını. (Cevap: karpuz)
Altı mermer üstü mermer,
İçinde var buruşuk ömer. (Cevap: tospaha)
Atalay matalay ince belli Karatay. (Cevap: karınca)
Avludan atladım
Öbür yana yumurtladım. (Cevap: kabak)
Bağlarım yürür, sökerim durur. (Cevap: çarık)
Ben dururum, o da durur. (Cevap: gölge)
Ben dururum, o gider. (Cevap: ses)
Ben giderim o gider
Yanımda tin tin eder. (Cevap: baston)
Ben giderim o gider
Para para eder. (Cevap: baston)
Bir gelinim var bir peliği var,
Otuz iki deliği var. (Cevap: kalbur)
Bir işçim var, elsiz ayaksız kuyu kazar. (Cevap: su damlası)
Bir öküzüm var, yatağı yerde ot bitmez. (Cevap: ateş)
Bir yaylada iki tavuk, biri sıcak biri soğuk. (Cevap: ay ve güneş)
Bir yeşil fincan, içi dolu mercan. (Cevap: incir)
Biz biz idik biz idik, otuz iki kız idik,
Ezildik büzüldük, bir sıraya dizildik. (Cevap: diş)
Çarşıdan aldım bir tane,
Eve geldim bin tane. (Cevap: nar)
Çarşıda satılmaz elle tutulmaz
Ondan daha tatlı bir şey bulunmaz. (Cevap: uyku)
Çekerim ip gibi, gelir küp gibi. (Cevap: kabak)
Dağdan gelir sekerek
Kara üzüm dökerek. (Cevap: keçi)
Dağdan gelir tatarina, ben onu tutarina. (Cevap: tavşan)
Dağdan gelir taştan gelir,
Meşin büzüklü eniştem gelir. (Cevap: tavşan)
Dal üstünde al yanak, inanmazsan ye de bak. (Cevap: elma)
Dört kardeş birbirini kovalar,
Bir türlü yetişemez. (Cevap: araba tekerlekleri)
Dört kardeş bir kuyuya ok atar. (Cevap: İnek memesi)
Ev üstünde develer
Birbirini geveler. (Cevap: kiremitler)
Ev üstünde bütün çörek. (Cevap: güneş)
Ev üstünde yarım çörek. (Cevap: ay)
Gidi gidi gidiver, şu gideni tutuver,
Yumuşacık eti var, püsküllüce götü var. (Cevap: tavşan)
Hey gidinin poturu
Ev üstünde oturu. (Cevap: baca)
Hırsız içerde, kafası dışarıda. (Cevap: çivi)
Içıcık fıçıcık içi dolu çırpıcık. (Cevap: kibrit)
Irtına pırtına, bin ağanın sırtına. (Cevap: saman sepeti)
İki direkli, bin kiremitli. (Cevap: tavuk)
Kağıda sardım samanı, ağzımdan çıktı dumanı. (Cevap: sigara)
Karda gider izi yok, her yeri görür gözü yok. (Cevap: rüzgar)
Karşıdan baktım pek çok
Yanına vardım hiç yok. (Cevap: sis)
Kat kat ama katmer değil,
Yenir ama elma değil. (Cevap: soğan)
Kat kat döşek, bunu bilmeyen eşek. (Cevap: lahana, kitap)
Kapı arkasında telli gelin. (Cevap: süpürge)
Kıra gider eve bakar,
Eve gelir kıra bakar. (Cevap: araba kuyruğu)
Kör olasının puştu, yatak üstünden uçtu. (Cevap: pire)
Kuru soktum, yaş çıktı. (Cevap: su kovası)
Mavi atlas iğne batmaz,
Makas kesmez terzi biçmez. (Cevap: gökyüzü)
Minareden attım kırılmadı, suya attım kırıldı. (Cevap: kağıt)
Ninem oturur, dedem itirir. (Cevap: soba)
On paralık nişadır, evin içini kuşatır. (Cevap: lamba)
Önünde durdum deliğine uydurdum. (Cevap: anahtar)
Öte leylim beri leylim
Bir ayağının üstünde duran leylim. (Cevap: kapı)
Sallanır sarkar, düşerim diye korkar. (Cevap: sümük)
Sudan geçer ıslanmaz. (Cevap: gölge)
Şekere benzer tadı yok, gökte uçar kanadı yok. (Cevap: kar)
Tencere kapağı açıldı, sarmalar saçıldı, (Cevap: beygir dışkısı)
Tepesi delik Kara Mehmet. (Cevap: baca)
Topalacık mermer taşı, içinde beyler aşı,
Pişirirsen aş olur, pişirmezsen kuş olur. (Cevap: yumurta)
Uzun uzun develer, birbirini geveler. (Cevap: kiremit)
Yarım kaşık, duvara yapışık. (Cevap: kulak)
Yaşar ama canı yok, sesi çıkmaz lafı çok. (Cevap: kitap)
Yaş soktum kırı çıktı. (Cevap: ekmek)
Yedi delikli tokmak, bunu bilmeyen ahmak. (Cevap: kafa)
Yer altında gork tavuk. (Cevap: patates)
Yer altında kilitli sandık. (Cevap: mezar)
Yer altında yağlı kayış. (Cevap: yılan)
Zenginin elinde, fakirin dilinde. (Cevap: para)